Satranç ve Hukuk, 2019 – 2021 arasında, 36 yazı yazdığım (genellikle uzun hatta çok uzun), bir siteydi. Amaç, bir zümre, grup, kartel veya çete, ne derseniz kabul, tarafından ele geçirilmiş Türk Satrancı için birkaç kelam etmekti.
Arada dünyada olup bitenler için de birkaç karalama yapmak hoşuma gitmişti açıkçası (Regence Cafe, Doktor Jivago, Boavista gibi).
Sonrasında sıkıldım. Olağan iş yüküm -satrancı sevsem de farklı bir uzmanlık alanım var- ve Türk satrancındaki genel insan kaynağı hakkındaki karamsarlığım, yazmayı bırakmama neden oldu.

Aradan geçen zaman içinde karamsarlığımda ya da insan kaynağında bir farklılık olmadı. Ama geçen 3 yıla yakın süre zarfında tartışma ortamının kuruduğunu gözlemledim. Bu kuraklık şüphesiz, zümrenin, kartelin veya çetenin (her ne ise) çok işine gelebilecek bir iklimdi. Türk satrancında entelektüel bir nüve hiç bir zaman olmadı, burası ayrı tespit konusu ama:
Bu aşırı kuraklık hali, bu düzeyde tartışmasızlık ve kabullenmişlik, işi gücü başından aşkın olan bir satrançsever için bile fazla. O yüzden:
İlk yazım 28 Şubat 2023, Salı sabah. Konu başlığı: “Tarihin Sonu Tezi”.
Uzun lafı kısası: Bir süre yazmaya karar verdim. Ben bıkana kadar değil. Çete benden bıkana kadar!
Nilüfer abla, kusura bakma…
